Diyalog yazarken, karakterlerinizi gerçekçi ve inandırıcı kılmak, izleyiciyi ya da okuyucuyu etkilemek için oldukça önemli bir beceridir. Ancak, bu süreçte yapılan bazı yaygın hatalar, senaryonun kalitesini zayıflatabilir. Diyalog yazarken yapılan en büyük 5 hatayı inceleyerek, bunlardan nasıl kaçınabileceğinizi öğreneceksiniz
Diyalog, bir hikayeyi taşıyan ve karakterlerin duygusal derinliğini, kişiliklerini ve amaçlarını gösteren güçlü bir araçtır. Ancak, doğru kullanılmadığında diyaloglar etkisiz hale gelebilir. İşte diyalog yazarken yapılabilecek 5 büyük hata ve bu hatalardan nasıl kaçınılacağına dair ipuçları.
Birçok yazar, karakterlerinin söyledikleri her şeyin doğrudan açıklayıcı olmasını ister. Ancak, aşırı açıklama, diyalogları yapay hale getirir ve izleyicinin ya da okuyucunun hikayeyi kendi başına keşfetme fırsatını kaybetmesine neden olur.
Yanlış Örnek:
Bu örnekte, karakter A bir olayı doğrudan ve uzun bir şekilde açıklıyor. Gerçekçi bir diyalogda, karakterler genellikle duygularını ve düşüncelerini daha dolaylı şekilde ifade eder.
Doğru Örnek:
Bu, karakterin duyduğu öfkeyi daha kısa, dolaylı ve etkili bir şekilde aktarır.
Diyaloglar, karakterlerin kişiliklerini yansıtmalıdır. Her karakterin kendine özgü bir konuşma tarzı vardır. Her karakterin aynı şekilde konuşması, onları düz ve tekdüze hale getirebilir. Karakterlerin farklı ses tonları, kelime seçimleri ve konuşma hızları olmalıdır.
Yanlış Örnek:
Burada, iki karakterin diyalogları neredeyse aynıdır. Karakterler aynı şekilde düşünüyor ve aynı şekilde konuşuyor. Bu, onları birbirinden ayırt etmeyi zorlaştırır.
Doğru Örnek:
Burada karakterlerin sesleri birbirinden farklıdır: A, daha kararlı ve hareketli; B ise daha şüpheci ve durgun.
Diyaloglar yalnızca bilgi aktarmak için kullanılmamalıdır. Gerçekçi bir diyalog, karakterlerin duygusal durumlarını, niyetlerini ve içsel çatışmalarını yansıtmalıdır. Eğer bir karakterin yalnızca bir şeyleri anlatma amacında olduğu bir diyalog varsa, bu, izleyici veya okuyucu için sıkıcı olabilir.
Yanlış Örnek:
Burada karakter yalnızca geçmişi hakkında bilgi veriyor, ancak bu bilgi karakterin ruh halini veya hikayenin akışını etkilemiyor.
Doğru Örnek:
Bu örnekte, karakter geçmişi hakkında bilgi verirken, aynı zamanda duygusal bir çatışmayı da dile getiriyor.
Diyaloglarda bazen ironi veya alt metin kullanmak, hikayeyi daha derin ve anlamlı hale getirebilir. Karakterler her zaman ne söylediklerini doğrudan ifade etmezler. Alt metin, gerçek niyetlerin, duyguların veya düşüncelerin, doğrudan söylenmeden diyaloglar aracılığıyla iletilmesidir.
Yanlış Örnek:
Burada karakterin söyledikleriyle gerçek duyguları arasında bir uyumsuzluk yok. Burada karakterin aslında mutsuz olduğu hakkında bir ipucu yok.
Doğru Örnek:
Burada karakterin sözleri, gerçek duygusal durumunun tam tersini yansıtıyor. Bu, izleyicinin ya da okuyucunun alt metni anlamasına olanak sağlar.
Diyaloglar genellikle kısa, net ve hızlı olmalıdır. Aşırı uzun cümleler, izleyicinin veya okuyucunun dikkatini kaybetmesine neden olabilir. Karakterler doğal bir şekilde kısa ve öz cümlelerle konuşurlar. Uzun, karmaşık cümleler gerçekçi olmayabilir ve diyalogun temposunu düşürebilir.
Yanlış Örnek:
Doğru Örnek:
Burada, karakterin duygusu aynı şekilde aktarılmakta ancak daha kısa ve etkili bir şekilde ifade edilmektedir.
UNCATEGORİZED
7 gün önceUNCATEGORİZED
7 gün önceUNCATEGORİZED
8 gün önceUNCATEGORİZED
8 gün önceUNCATEGORİZED
10 gün önceUNCATEGORİZED
10 gün önceUNCATEGORİZED
14 gün önce